"Sen adım at, ben yanındayım."

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Nedir?

Obsesif-Kompulsif Bozukluğun (OKB) ne olduğunu anlamak için öncelikle obsesyon ve kompulsiyon kelimelerini tanımlamak durumu kolaylaştıracaktır. Obsesyonları, aklımıza sürekli olarak gelen ve uzaklaştırmakta güçlük çektiğimiz düşünceler olarak nitelendirirken; kompulsiyonları ise bu düşünceler sonucu oluşan sıkıntıyı, rahatsızlık hissini ortadan kaldırmak üzere yaptığımız engel olunması güç, yineleyici davranışlar olarak düşünebiliriz. OKB'nin pek çok farklı türü olmasıyla beraber temel özellikleri gereği tüm çeşitlerinde görülen tekrarlayan düşünce ve davranışlar bireyi sürekli endişe veren, sonunu getirmekte zorlandığı bir kısır döngüye sokar. Bu durum hem kendileri hem de çevresindekiler için son derece rahatsız edici olabilir.

 

Obsesif Kompulsif Bozukluğun Toplumda Görülme Sıklığı Nedir?

Obsesif-kompulsif bozukluk dünya genelinde yaygın görülen bir bozukluktur ve bu sebeple OKB üstüne epey araştırma yapılmaktadır. OKB sıklığı bazı ülkelerde ve topluluklarda farklılık gösteriyor olsa da genel olarak tabloya baktığımızda yapılan araştırmalar OKB'nin yaşam boyu prevalansının yaklaşık %1-2 arasında olduğunu göstermektedir. Yani yaklaşık olarak her 100 kişiden 1 veya 2'si OKB'lidir. Bu bilgilere ek olarak OKB’nin kadınlarda daha fazla görüldüğü de araştırmaların gösterdiği diğer bir sonuçtur.

 

Obsesif Kompulsif Bozukluk Türleri ve Belirtileri Nelerdir?

Not: Burada bahsedeceğimiz belirtilerin tanı kritleri olarak algılanmaması gerekmektedir. Bu belirtiler sadece fikir verebilir ve tanı kriterlerinin özet bir kısmıdır. Tanı aşamasında daha detaylı ölçümler devreye girmeli ve bir uzman tarafından son karar verilmelidir.

Pek çok farklı OKB türü vardır ve bu sebepten ötürü hepsinin ayrı değerlendirilmeleri gerekir. Bu yazıda biraz daha genel bir tanımlama yapacağız. 

Genel tanımlama öncesinde türlerini maddeler halinde verelim:  

  • Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu 
  • Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu
  • Cinsel içerikli obsesyonlar
  • Dini içerikli obsesyonlar
  • Simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları
  • Dokunma kompulsiyonları
  • Sayma kompulsiyonları
  • Biriktirme ve saklama kompulsiyonları
  • Batıl itikatlar, uğurlu, uğursuz sayılar ve renkler

Genel olarak OKB Belirtileri

En yaygın obsesyon belirtileri:

  • Yoğun kuşku ve sürekli güven ihtiyacı
  • Simetri, düzen ve kusursuzluk dürtüsü
  • Günahkâr düşüncelerden korkma
  • Sosyal açıdan kabul edilmez bir davranışta bulunmaktan ya da rezil olmaktan korkma
  • Hata yapma korkusu
  • Başkasına zarar verme korkusu
  • Pislik, hastalık, mikrop bulaşmasından korkma

En yaygın kompülsiyon belirtileri:

  • El sıkışmamak, öpüşmemek kapı tokmağını tutmamak
  • Tekrar eden el yıkama, duş alma
  • Değeri olmayan nesneleri toplama ve biriktirme
  • Yapılacak işleri belirli bir sayıda ve belirli sıraya sokarak yapma
  • Belirli cümleleri, kelimeleri ya da duaları tekrarlama
  • Rahatsız edici, tekrarlayıcı ve uykuyu bölen görüntülere, kelimelere ya da düşüncelere takılma
  • Yemekleri belirli bir sıraya göre tüketme
  • Evdeki eşyaları ya da kişisel eşyaları belirli bir biçimde düzenleme, istifleme
  • Sürekli sayı sayma isteği, belirli nesneleri sayma
  • Kapı veya araç kilidi, ocak, ütü, elektrik gibi kapanması gerekli olan eşyaları sürekli kontrol etme

 

Obsesif Kompulsif Bozukluk Neden Olur?

Obsesif-kompulsif bozukluğun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, genetik ve çevresel faktörlerin OKB gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Bazı araştırmalar OKB'ye sahip kişilerin ailesinde de OKB’nin bulunma oranının yüksek olduğunu göstermektedir. Bu da, genetik faktörlerin OKB gelişiminde önemli bir rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Fakat bazı araştırmalar bu durumun öğrenilebilen bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Yani genetik faktörlerden ziyade, kişiler aile üyelerinden gördükleri bu tip davranışları öğrenmeye ve sonrasında tekrarlamaya başlayabiliyorlar. 
Bununla beraber OKB'nin strese ve travmatik yaşam olaylarına bağlı olarak da ortaya çıkabileceği düşünülmektedir. Yani çocuklukta kötü bir deneyim yaşamak, şiddet içeren bir ilişki, iş kaybı, aile içerisinde yaşanan sorunlar ve bunlar gibi stresli durumlar OKB riskini artırabilir veya hâlihazırda bulunan OKB’nin daha ileri bir seviyeye ulaşmasına yol açabilir.
Duruma nörolojik açıdan yaklaştığımızda beyindeki serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin dengesizliğinin OKB gelişimine neden olduğuna dair sonuçlar bulunmuştur. Bu nedenle OKB tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu da bu nörotransmitterleri düzenlemek adına tasarlanmıştır.

 

OKB Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Obsesif-kompulsif bozukluğun tedavisi uzman kişiler tarafından, bireysel ihtiyaçlara ve semptomların şiddetine bağlı olarak düzenlenmelidir. Genellikle OKB tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapinin birlikte uygulanması önerilmektedir.

İlaç tedavisi ile beyindeki serotonin düzeylerini artırarak obsesyon ve kompulsiyon semptomlarını hafifletmek amaçlanmaktadır. 

OKB tedavisinde en sık kullanılan psikoterapi yaklaşımı bilişsel davranışçı terapidir (BDT). BDT uygulayan terapist, kişinin obsesif düşüncelerini ve kompulsif davranışlarını anlamasına ve kontrol altına almasına yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

Ayrıca, OKB tedavisinde mindfulness temelli terapiler gibi farklı terapi türleri de kullanılabilir. 

Bahsettiğimiz ve bahsetmediğimiz terapi yöntemlerini online terapi olarak almanız yüz yüze terapi ile aynı etkiyi göstermektedir. 

Bütün bunların yanı sıra, bazı kişiler için Transcranial Magnetic Stimulation (TMS / rTMS) gibi daha radikal tedavi yöntemleri de uygulanabilir. Fakat bu tedavi yöntemi henüz çok yaygınlaşmamıştır ve çok ileri seviyelerde bir OKB olmadığı sürece önerilmemektedir. 

 

OKB’li Kişilerin Aile ve Arkadaşlara Düşen Görevler

OKB’li danışanlarımızın çevredekiler tarafından obsesif düşünce ve kompulsif davranışlarının fark edilmesiyle alakalı yoğun kaygı içerisinde olduklarını görmekteyiz. Bu damgalanma kaygısı ile danışanlarımız, durumun farkına varmalarından çok uzun süre sonra tedaviye başvurmaktalar. 

Bu noktayla beraber aile ve arkadaşlar olarak yapılabilecekleri maddeler halinde yazarak daha anlaşılır kılmaya çalışalım: 

Kişinin durumunu anlamaya çalışmak: OKB'li bir kişinin yakınları, hastalıkla ilgili genel bilgi edinmeli ve semptomlarını, belirtilerini öğrenerek kişinin nasıl etkilendiğini anlamaya çalışmalıdır.

Empati kurmak: Kişinin yaşadığı zorlukları anlamaya çalışın ve tavsiye vermekten “yapmak istemezsen yapmazsın” gibi söylemlerden uzak durun. Yakınınızın bunları engellemekle alakalı bir zorluk içerisinde olduğunu kabullenin. 

Destek sağlamak: Destek sağlamak pek çok farklı açıdan gerçekleştirilebilir. Fakat en basit olarak yakınınızın zorluğunu anlamaya çalıştığınızı ve yardım için yanında olduğunuzu hissettirmeniz yeterli olacaktır.  Bu destek, kişinin hislerini ve düşüncelerini açıkça ifade etmesine ve sizinle paylaşmasına yardımcı olacaktır.

Tedaviye yardımcı olmak: Aile ve arkadaşlar, OKB'li bir kişinin tedavi sürecindeki ilerlemesine yardımcı olabilmek adına ilaçlarını almalarını hatırlatabilir, randevulara gitmelerine yardımcı olabilir ve tedavi planlarını takip etmelerine yardımcı olabilirler. Bununla beraber psikolog, danışanı ile anlaşıp onun izniyle size işbirliği teklif edebilir. Bazı “maruz bırakma” durumlarında OKB’li kişiye yardımcı olmanız istenebilir.

Kendilerine bakmak: OKB'li bir kişi, tedavi sürecinde kendisine yardımcı olacak destekleyici bir aile ve arkadaşlarının yanında olması gerekmektedir. Ancak, aile ve arkadaşlar da kendilerine bakmak için zaman ayırmalıdırlar. Kendileri için zaman ayırmak, kişinin sağlıklı bir şekilde başa çıkabilmesine yardımcı olabilir.

Profesyonel yardım aramak: Tedavi süreci uzun ve zorlayıcı olabilir. Aile ve arkadaşlar “biz kendi başımıza bu durumu yorumlar ve gerekeni yaparız” diye düşünmemelidirler. Profesyonel yardım almak her taraf için faydalı olacaktır. Uygun terapist bulmakta yakınınıza yardımcı olabilirsiniz. Online psikolog platformları da bu arayışınızda size kolaylık sağlayabilir. 

 

Kendiniz OKB Olduğunu Düşünüorsanız Ne Yapmalısınız?

Kişinin kendindeki bazı düşünce ve davranışların bir ruhsal hastalığın belirtileri olabileceğine karar vermesi zor bir durumdur ve bu sebepten ötürü kendinizi tebrik etmelisiniz. Durumunuz ile ilgili farkındalık kazandığınızda güvenilir kaynaklardan araştırma yaptığınıza emin olun. İnternette pek çok bilgi doğruluğu yansıtmamaktadır. Bununla beraber uzman görüşü almak (psikiyatrist, psikolog veya sağlık kuruluşlarının yönlendirdiği uzmanlar) için geç kalmayın. 

Online psikologlarımız da size yardımcı olmaktan memnuniyet duyacaklardır

 

VePsikolog - Online Psikolojik Danışma Platformu

“Sen Adım At, Ben Yanındayım"

Uzman Klinik Psikolog Anıl Demircioğlu

Benzer Makaleler

Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Devamını Oku

Bu Konu Hakkında Uzman Psikologlar