"Sen adım at, ben yanındayım."

Yetişkinlerde Bağlanma Stilleri Nelerdir ve İlişkilerimizi Nasıl Yönetirler?

Neden ilişkilerimizi farklı biçimlerde yaşarız? Neden bazılarımız ilişkilerinde yoğun duygular yaşamaya açıkken diğerlerimiz bundan uzak duruyor? Ya ilişki içinde var olmasından hoşlanmadığımız durumların sürekli olarak ortaya çıkıyor olmasının sebebi ne? Partnerimize yanlış bir tutum içinde olduğunu bir türlü anlatamıyor olmamız neyden kaynaklanıyor olabilir? Çok basit konular hakkında neden sürekli tartışıyor ve bir türlü ortak yol bulamıyoruz? Evet biliyoruz ki pek çok ilişki içerisinde çok basitçe çözülebilecek şeyler bir türlü çözülemiyor. Peki bunun sebebi partnerinizin sizi anlasa bile anlamamazlıktan gelmesi mi? Tabii bu durum bazen geçerli olabilir ancak genel olarak sebebin bu olmadığını söylemek gerekir. Çünkü bilinçli olarak yönettiğimiz düşünce ve eylemlerimizle birlikte bilinç dışının etkisiyle farkında olmadan oluşturulan ortamlarımız, davranış biçimlerimiz de var ve bunlar hayatlarımız üzerinde çok güçlü etkilere sahipler. Bu etkiyle beraber doğru/yanlış kavramları çok değişken olmaya ve her taraf için aynı anlamı ifade etmemeye başlıyor. Bilinç dışı süreçlerimizin hayatımızın her noktasında olduğu gibi ilişkilerimiz üzerindeki etkileri de son derece yüksek düzeyde.

Bağlanma kuramını geliştiren İngiliz psikolog John Bowlby ve Amerikalı-Kanadalı psikolog Mary Ainsworth'da hayat boyu sürdürdüğümüz davranış biçimlerine bilinç dışımızın etkilerini inceleyerek katkıda bulunmuşlar. Çok özet bir tanımlamayla bebeklik ve çocukluk dönemimizde bakım verenimiz (genellikle anne) ile kurulan iletişimin hayat boyu davranışlarımızı, ilişki yaşama biçimimizi nasıl etkilediğini açıklamaya çalışan bağlanma kuramı, günümüzde de ilişkileri anlamamıza yardımcı olmaktadır. Fakat bu noktada bir uyarı yapmanın faydası olacaktır. Psikolojinin her alanında olduğu gibi bu konuda da tek bir yaklaşım üzerinden olayları değerlendirmeye çalışmak bizi yanlış bir çıkarıma sürükleyecektir. Bu sebeple kendi ilişkilerinizi sadece bu kuram ışığında yorumlamamanızı öneririm. 

Bağlanma stilleri çok geniş bir düzlemde ele alınması gereken bir konu. Bu yazımda giriş kısmından da anlayabileceğiniz gibi erişkinlerde duygusal ilişkiler üzerinde duracağım. Böyle detaylı bir konuyu özetlemeye çalışmak oldukça zor olacak ve bazı noktalarda konu ile ilgili aklınızdaki harita tam olarak oluşmayacaktır. Daha detaylı bilgi edinmek için, bu konu ile alakalı diğer yazılarımıda okumanızı öneririm. Böylece aklınızda daha net bir harita oluşacaktır.

 

Bağlanma Stilleri: Türler, Tarzlar ve Aşamalar

Bağlanma stillerini ele aldığımızda 4 ana kısımdan (Kaygılı-Güvensiz Bağlanma, Kaçıngan-Güvensiz Bağlanma, Darmadağın-Reddedici Bağlanma, Güvenli Bağlanma) bahsediyoruz. Bu kısımları tek tek tanımlamadan önce kısaca aralarındaki farklılıklar ve bağlanma stillerinin temel boyutlarından bahsedelim.

 

Temel farklılıklar: 

  • Duygusal yakınlığı nasıl algıladıkları ve bu bağlamda eyleme geçirdikleri
  • Duygu ve ihtiyaçlarını partnere iletme 
  • Partnerinin ihtiyaçlarını dinleme ve anlama 
  • Çatışmalara yanıt verme biçimleri
  • Partnerden ve ilişkiden beklentiler

 

Bağlanma Stillerinin Temel Boyutları

Bowlby'nin bağlanma stillerini ve kalıplarını karakterize eden üç temel boyut ele alınmaktadır. 

İlk boyut: İnsanların başkalarıyla duygusal anlamda yakın ve samimi olabilme derecelerini ele alan yakınlık boyutu. 

İkinci boyut: Bağımlılık/kaçınma boyutudur ve insanların başkalarına bağlı olma ve partnerlerinin onlara bağlı olma konusunda kendilerini ne kadar rahat hissettikleri ile ilgilidir. 

Üçüncü boyut: Kişilerin partnerlerinin onları terk etmesinden duydukları endişe dereceleri üzerinde yoğunlaşılan kaygı boyutu. 

 

Şimdi konu hakkında temel bilgilere sahibiz ve bu bilgileri aklımızda tutarak dört bağlanma stilinden bahsetmeye başlayabiliriz.

 

Kaygılı-Güvensiz Bağlanma (Anxious-Avoidant)

Kaygılı bağlanma stiline sahip yetişkinler için eş sürekli olarak ihtiyaç duyulan kişidir ve partnerinin var olmadığı bir sürecin çok zorlayıcı olacağı düşüncesi hakimdir. Yalnız kalma düşüncesi kişide yoğun bir kaygıya neden olmakta ve bu sebeple kaygıyı gidermek adına sürekli olarak bir ilişki içinde olma ihtiyacı hissetmektedir. Kaygılı bağlanan bireyler için ilişki içinde oluşabilecek ufak mesafeler bile kişinin kabullenmekte güçlük çekeceği bir durum olarak ortaya çıkacaktır. Bu tür bağlanmaya sahip kişiler genel olarak ilişkiyi kaybetmeme adına partnerleri hakkında olumlu görüşler edinmeye meyil ederken, kendileri hakkında ise olumsuz bir benlik imajı yaratmaktadırlar. Kaygılı-güvensiz bağlanan kişi ilişkinin var olabilmesi adına tavizler vermeye başlar ve bu durumdan ötürü kendine olan güveni daha da azalmaya başlar. İlişkiye büyük değer veren kaygılı birey kendi sevgisinden emindir ancak partnerinin ilişkiye olan bağlılığını sorgulamaktadır ve bununla beraber sürekli olarak partnerinden ilişkiye ve kendine dair onay, destek, yanıt ister. Yaşanan bu duygular güçlü bir terk edilme korkusunu da beraberinde getirmektedir. Partnerin özeni, dikkati ve ilgisi belirli bir ölçüde bu kaygıların giderilmesine yardımcı olacak olsa da tam olarak gideremeyebilir. Öte yandan desteğin ve yakınlığın yokluğu kaygılı bağlanan bireyin daha fazla talepkar olmasını, düşüncelerini büyük oranda ilişkiyle alakalı konulara yöneltmesini ve yaşanan haksızlıklar karşısında taviz vermesini beraberinde getirmektedir. 

 

Kaçıngan-Güvensiz Bağlanma (Avoidant)

Kaçıngan bağlanma stili, yakınlık korkusunun hakim olduğu güvensiz bir bağlanma stilidir. Pek çok kaynakta "Yalnız Kurtlar" olarak adlandırılan kaçıngan bağlanma tipine mensup kişiler dışarıdan güçlü, bağımsız, kendi ayakları üzerinde durabilen kişiler olarak algılanırlar. Bu kişiler yüksek benlik saygısına sahiptir ve kendileri hakkında olumlu görüşler üretmeye meyillidirler. Bu duyguların öncülüğünde de partner seçimlerinde ince eleyip sık dokuyan bir yapıya sahiptirler ve tamamlanmış hissetmek için bir ilişki içinde olmalarına gerek olmadığını düşünürler. Bir ilişki içinde olmanın kısıtlayıcı olduğunu düşünmeleri ve hayat planlarını tek başına kurmaları gerektiğine olan inançları onları onay alma, sosyal bağ kurma ve duygusal yakınlık içinde olma ihtiyaçlarından soyutlar. Bununla beraber duygu yoğunluğu yaşadıkları durumları gizleme veya bastırma eğilimindedirler. İlişki içinde olduklarında yakınlaşmada ve başkalarına güvenmede sorun yaşama eğiliminde olan bireyler duygusal bir ilişkinin mevcut duygusal ihtiyaçlarını karşılayabileceğine inanmazlar. Bilinç dışı süreçler onları ilişki içinde mesafe koymaya zorlar ve bu sebeple genel olarak kişiler duygusal paylaşım için müsait değillerdir. Bu mesafe koyma ihtiyacı bir süre sonra cinsel ilişkiden kaçınma, ilişki içinde tartışma konusu olabilecek şeyleri ön plana atma, karşı tarafı rahatsız edecek durumları açık biçimde gerçekleştirme gibi durumları beraberinde getirebilir. İlişki içinde tartışmalar ortaya çıktığında ise bu durum ilişkinin varlığını tehdit eder nitelikte olsa dahi kendilerini duygusal anlamda kapatabilirler ve çözüm adına adım atmaktan kaçınabilirler.

 

Darmadağın-Reddedici Bağlanma (Disorganized)

Darmadağın-reddedici bağlanma stiline sahip kişiler sosyal bağlarında istikrarsız davranışlar sergileme eğilimindedirler. Yani bu bağlanma stilini kaygılı ve kaçıngan bağlanma stillerinin birleşimi olarak düşünebiliriz. Yakın bir romantik ilişki geliştirmek konusunda isteksizdirler ve bu isteksizliğin sebebi incinme korkusu olarakta kendisini gösterebilir. Ancak aynı zamanda başkaları tarafından sevilme ihtiyacı da hissederler. Tabii bu bilgiler ışığında anlayabileceğimiz gibi bu bağlanma stiline sahip kişiler sağlıklı ilişkiler kurmakta ve sürdürmekte zorlanırlar. Darmadağın-reddedici tip bağlanma stili diğer stillere oranla daha nadir görülmektedir. 

 

Güvenli Bağlanma (Secure)

Şimdiye kadar ele alınan üç bağlanma stili, güvensiz bağlanma stilleridir. Güvenli bağlanma stili bu 3 durumun dışında kalarak başkalarıyla güvenli, sevgi dolu ilişkiler kurabilme, duyguları açıkça ifade edebilme durumlarını tanımlar. Güvenli bağlanma stiline sahip yetişkinler, partnerlerine güvenebilir ve bununla beraber partnerlerine güven verici davranışlar içinde bulunurlar. İlişkiler dürüstlük, hoşgörü ve duygusal yakınlığa dayanır. 

 

Ayriyeten kendi başlarına olmaktan da çekinmezler ve ilişki içinde olmanın doğallığını kabul etmekle beraber yalnız oldukları süreçleri de sağlıklı bir tutum içinde geçirirler. Hem ilişkide oldukları kişiler hem de kendileri adına olumlu görüşe sahip olma eğilimindedirler.

 

Sonuç Olarak

 

Bağlanma stilleri günümüzde pek çok ruh sağlığı uzmanı tarafından ilişki dinamiklerini ve yaşanan zorlukları anlamak için kullanılmaktadır. Buradaki bilgiler dahilinde siz de kendi bağlanma stilleriniz hakkında tahminlerde bulunabilirsiniz. Tabii bu yazımda da dediğim gibi kendi davranış biçimlerimizi veya ilişkilerimizi sadece bu bilgiler dahilinde yorumlamaya çalışmak yeterli olmayacaktır. Burada 4 ana başlıktan bahsediyor olsakta her bireyin öznel olarak temsil ettiği farklı kişilik özellikleri olduğunu unutmamak ve buna göre daha geniş bir skala içerisinde olayları değerlendirmek gerekecektir. Hem kendiniz hem de partneriniz için karakter analizlerini iyi yapmak, bilinç dışı süreçleri anlamaya çalışmak, sadece isteklerde bulunmak yerine mevcut durumu değerlendirmek ve ona göre ilişkilerinizi planlamak çok daha sağlıklı iletişim kurmanızı sağlayacaktır. 

 

Not: Kendimizi daha iyi tanımak için terapi almak en etkili yöntem. Biz adım attık ve atmaya devam ediyoruz. Siz de kendiniz için adım atmaya bugün başlayın.

Bulunduğunuz yerde, online psikologlarımız ile terapi sürecinize bugün başlayabilirsiniz. 



 

VePsikolog - Online Terapi Platformu

Uzman Klinik Psikolog Anıl Demircioğlu

Bu Konu Hakkında Uzman Psikologlar